Makaleler

Ağu25

İstanbul'un ulaşım sorunu çözülür mü?

Yazar // Ergun Göknel Kategori // İstanbul

İstanbul'un ulaşım sorunu çözülür mü?

Çözülür de böyle çözülmez. Hele yasaklarla hiç çözülmez. Bir zamanlar sayın Başbakanımızın İstanbul’da araç plaka sayısını sınırlama önerisi, İstanbul’un nüfus artışını sınırlamak için vize uygulamasına başlatma önerisi kadar yasakçı önerilerin geçerliliğini tartışmaya dahi gerek yok.. Her yasağın beraberinde bu yasağı delecek yolsuzluğu ve fuzuli harcamayı getirdiğini artık bilmeyem yok.

Bir an için farz edelim ki önerilen plaka kısıtlaması uygulanmaya başladı. 24 saat dahi geçmeden belli bir ücret karşılığında diğer bir il plakasını temin edecek bürolar pıtrak gibi ortaya çıkacaktır.

Bazı gerçekleri yok saymak veya yasalarla önlemek, daha doğrusu önlermiş gibi görünmek yerine, bu gerçeklerle yüzleşerek onları veri olarak kabul edip önlemler almak yönetimlerin esas görevi sayılır. Nasıl İstanbul’a göç olgusu vize uygulayarak değil ancak göç veren bölgelerde yeni çekim merkezleri yaratarak önlenebilirse, İstanbul’un ulaşım sorunu da çağdaş ve insanları daha rahat yaşamasını sağlayacak önlemlerle çözümlenebilir.

Önlemleri teker teker sıralamaya çalışalım:

Uzun vadede yapılacakları hemen sıralamak çok kolay. Tabii önce toplu taşıma araçlarını çoğaltmak ve bu araçları kullananların rahat, temiz, hızlı ve ucuz şekilde gitmek istediklere yere ulaştırmak esastır. Bunun için gerekli olan, metro ile yer altı ulaşımını, raylı sistem ile yerüstü ulaşımını sağlamaktır. İstanbul gibi iki kıta üzerinde kurulu bir metropolde doğal olarak kıtalar arası geçişin özellikle denizaltından sağlanması şarttır. Bunlar için çalışmalar yapılıyor derseniz. Son on beş senedir neden ciddi bir planlama yapılmadı ve uygulamaya ancak son yıllarda geçildi diye sormak gerekir.

Orta vadede, üç tarafı denizle çevrili bir kentte deniz ulaşımına daha fazla önem vermek ve deniz ulaşımının payını arttırmak ilk akla gelen önlemlerdir. Bir örnek vermek istiyorum. Kadıköy’den olduğu gibi, Üsküdar’dan da Kabataş’a düzenlenecek Vapur veya büyük deniz motorları seferleri Anadolu sahilinden Avrupa yakasına geçeceklerin kolayca Kabataş-Taksim teleferiğini kullanarak Taksim – Hacıosman metro ve Tramvay sistemine ulaşmasını sağlayacaktır.

Anadolu yakasında henüz yerüstü raylı sistem yoktur ve bildiğim kadarıyla bu konuda bir planlama da yapılmamıştır. (Kadıköy – Moda arası nostaljik tramvay hariç tutulursa...). Bağdat Caddesine paralel olarak “minibüs caddesi” olarak bilinen güzergahta kurulacak bir raylı sistem Kadıköy – Küçükyalı arasındaki toplu taşımacılığı rahatlatacağı ve ucuzlatacağı gibi, minibüslerin kaldırılmasıyla, bu hat üzerindeki trafik keşmekeşini de silip atacaktır.

Kısa vadeli önlemlerse çok daha basittir. Bugün kentimiz yollarının üçte biri veya en iyimser tahminle dörtte biri park eden araçlar sebebiyle kullanılamaz durumdadır. Hiç olmazsa ana yollarda park etme ve hatta durma yasağını en büyük hassasiyetle uygulama, bu yolların doğal olarak ve hiç masrafsız genişlemesini sağlayacaktır. Hepimizin her gün geçtiği birkaç ana ulaşım yolunu hatırlayalım: Avrupa yakasında Teşvikiye caddesi, Halaskar Gazi caddesi, Cumhuriyet caddesi, Tarlabaşı caddesi ve diğerleri; Anadolu yakasında özellikle Bağdat caddesi, Fenerbahçe stadı önü ve diğerleri. Düşününüz ki yalnızca bu caddelerde ki park ve durma yasağı etkin şekilde uygulansa ulaşımda kayda değer bir ferahlama izlenebilir.

Burada ilk aşamada ortaya çıkacak, “O zaman araçlar nereye park edecek?” sorusu olacaktır. Cevap hemen hazır. Kadıköy, Üsküdar, Taksim, Levent, Mecidiyeköy, Şişli, Eminönü, Aksaray, Sultanahmet, Beyazıt gibi şehir merkezinde bulunan meydanlara 8 – 10 katlı yeraltı araç parkları yapılabilir. Burada park eden araç sahipleri Akbil veya benzeri kartları kullanarak toplu taşıma araçlarında indirimli seyyahat edebilirler. Böylece yollardaki araç trafiği de hafifletilmiş olur.

Diğer kısa vadeli bir önlem de düşünülerek ve uzun incelemelerden sonra uzmanlarca konmuş trafik kurallarına uymanın sağlanmasıdır. İstanbul’da iki tekerlekli araçların hiçbir şekilde olağan trafik kurallarına uymadığı ve hatta yaya kaldırımlarını kullandığı, tek yönlü yolların çoklukla ters yönden de kullanıldığı, gerek yayaların gerekse araçların trafik lambalarına aldırmadığı, kırmızı ışıkta hızla araçların sürülmeye devam ettiği bir kentte en basit trafik kurallarının uygulanmasını sağlayamıyorsanız, yeni yasakları nasıl uygularsınız?

 

Yazar Hakkında

Ergun Göknel

Ergun Göknel

1989 Yılında, adı o güne kadar kamuoyunca duyulmamış bir kişi İstanbulluların yaşamına girdi. Bir kentte yaşayanların, bir insanın yaşamının en önemli unsuru SU’yun başına getirildi. Susuzluk çekenler onu suçladılar, ona küfür ettiler.. O güne kadar mahallelerine, evlerine su gelmemiş olanlar, su boruları döşenmeye başlayınca onu kucakladılar, öptüler.
Kimdi bu insan?...

Bir yorum yapın

Yorum yapmak için oturum açmalısınız. İsterseniz aşağıdan oturum açabilirsiniz.

Twitter response: "Could not authenticate you."

Özel Önerİm

Pizzeria Pidos

Samimi ortamıyla
ev gibi bir İtalyan restoranı.
Gümüşsuyu caddesinde

Websitesine git

Temasa geç

Düşüncelerinizi dinlemekten mutlu olacağım!

Ergun Göknel
34330 Levent, IST
Türkiye

Temasa geç