Makaleler

Ağu21

Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'yi üye olarak istememe gerekçelerine karşı tezler II

Yazar // Ergun Göknel

Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'yi üye olarak istememe gerekçelerine karşı tezler II

Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye’yi üye olarak istememe gerekçelerine, daha doğrusu bahanelerine karşı tezlere devam ediyoruz.

• Türkiye’nin AB üyesi olmasının maliyeti çeşitli kuruluşlarca yaklaşık 45 milyar Euro olarak hesaplanmaktadır. Hesaplanan bu tutarın yüksekliği tartışma konusu olabileceği gibi, bilinmelidir ki yeni üye olan ülkelere ödenen geri ödemesi olmayan fonlar AB bütçesinden çıkmaktadır. Bu ödemelerin karşılığında yeni üye olacak ve Gayrı Safi Milli Hasıla’sı hızla artacak olan bir Türkiye’nin kısa sürede AB ülkelerine sağlayacağı ekonomik faydalar hesaba katılmamaktadır. Bugün durağanlıktan şikayetçi AB ekonomisinin, 75 milyonluk yeni bir tüketici kitlenin katılımı ile yapacağı sıçrama ve elde edeceği kazanç göz önünde tutulmamaktadır. Diğer taraftan fonlara yeni ve büyük bir ortak çıkması pek çok ülkenin işine gelmemektedir.

• Türkiye’nin Gayrisafi Milli Hasılası’nın %14’ünün tarımla sağlanmakta oluşunun AB’nin tarım politikalarının güçlüklerle karşılaşmasına sebep olacağı düşünülmektedir. Bu gerekçenin Türkçesi, tarım konusunda büyük destekler alan ülkelerin, özellikle Fransa’nın bu desteği paylaşma zorunda kalacaklarıdır.

• Türkiye sorunlarını kendisi çözmeli, çağdaşlaşmasını ve reformları kendisi gerçekleştirmelidir. AB ülkeleri İkinci Dünya Savaşı’nın izlerini silmek, ülkeler arasında yüzyıllarca devam eden düşmanlıkları kaldırmak için bir araya gelmeye çalışmaktadırlar. Şimdi Türkiye gibi büyük bir ülkenin problemleri ile uğraşmanın siyasal rahatlıklarını bozacağına inanmaktadırlar. AB’nin dünyaya getirmek istediği güven, hoşgörü, çoğulculuk ve refah ilkelerini kendilerine saklama bencilliğine sahip olmaya başlamalarıdır. Bu tutumları ile ABD’nin izolasyon politikasını andıran bir görüşe sahip olma yolunda ilerlediklerini görmemektedirler. Bu davranışın sonunun ABD benzeri bir “güçlü hukuksuzluğu”na sahip olmak şeklinde sonuçlanacağının farkında değildirler.

• Türkiye’nin AB üyeliğine taraftar olanlar, kültür savaşı teorisine ve terörizme karşı, Türkiye’nin AB’ye üyeliği ile, tek batılılaşmış İslam ülkesi olarak, İslam-Arap ülkelerine örnek olacağını ileri sürmektedirler. Bu düşünce ileri sürülürken özellikle Arap ülkelerinin henüz Osmanlı egemenliğindeki günleri hatırladıklarını ve Türklerin sevilmediğini unutmaktadırlar. Ayrıca stratejik konular Türkiye’nin de üyesi olduğu NATO’nun görevleri içerisinde bulunmaktadır. Türkiye’nin, Osmanlı egemenliği dönemi dolayısıyla sevilmediğinden daha önemli bir unsur, AB ülkelerinin ve ABD’nin, Orta Doğu be Yakın Doğu ülkelerinde karşılaştıkları nefretin çok daha yakın bir sömürgecilik döneminin eseri olduğu ve bu nefretin giderek arttığının hiç hatırlanmamasıdır. Bu bölge ülkeleri ile Türkiye arasında en azından din birliği vardır. Ayrıca geniş bir kültür paylaşımı söz konusudur. İslam ülkeleri içerisinde, eksikleri olsa da, demokratik bir yönetime sahip tek ülke Türkiye’dir. Bu haliyle de doğal bir model olmaktadır. Önemli olan bu ülkeler yönetimlerinin AB ülkelerine fakat özellikle ABD’ye bağımlılığının sona erdirilmesidir. O zaman kendi kaderlerini tayin eden ülkeler ortaya çıkacaktır. Ve bu tür ülkelerin AB’nin ne kadar işine geldiği ayrı bir tartışma konusudur.

• Türkiye’nin AB üyesi olması ile, dünyada çatışmaların ve terörün en yoğun olduğu bir bölge ile doğrudan komşu olunacaktır. Kilometrelerce uzunlukta bir sınırın, Asya, Arap Yarımadası ve belki de Afrika’dan gelerek, Türkiye üzerinden gerçekleşecek bir göç dalgasına engel olmak için, gözlenmesi gerekecektir. Bu bahanenin ardında da yukarıda belirttiğimiz rahatlık politikaları ve “refah izolasyonu”nu aksatmama isteği saklıdır. Gözardı edilen çevrenin sorunlarının ergeç AB’yi de etkileyeceğidir. Tarihten örnek alırsak, ABD de Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’na sonradan girme zorunluluğunda kalmıştır. Başlangıçtaki izolasyon politikasını, savaş ABD’yi doğrudan etkiler hale gelince, terk etmiştir.

• Türkiye AB içerisindeki en büyük ülke olarak Almanya, Fransa ve İngiltere ile aynı siyasal güce sahip olacaktır. AB tarihinde ilk defa en fakir üye ülke siyasal olarak etkili olacaktır. AB ülkelerinde yaşayan 17 milyona yakın Müslüman yabancı korumasız olarak sömürüye açıktır. Türkiye’nin AB üyesi olması halinde bu topluluk kendini sosyal eziklikte koruyacak bir güce sahip olacaktır. Bu gerekçeler artık bir bahane olmaktan çıkmakta bir itiraf haline gelmektedir. Ek bir yorum yapmaya gerek yoktur. Gerekçeler korkuyu açıkça belirtmektedir.

• 1963 Ankara anlaşması ile, Türkiye’nin yalnızca Avrupa Ekonomi Topluluğu’na girişi öngörülmüştür. Siyasal birliğe giriş hiçbir zaman düşünülmemiştir. Dolayısıyla Türkiye’yi tam üyeliğe kabul etmedikleri takdirde Avrupalılar sözlerinden dönmemiş olacaklardır. Bu bahane hiçbir şekilde doğru değildir ve kolayca çürütülebilir. Unutulan 1999 Helsinki zirvesinde Türkiye’nin AB’ye adaylığının resmen kabul edilmiş olduğudur. Adaylığın hemen arkasından 2002 Kopenhag zirvesinde de “Müzakerelerin gecikmeksizin başlaması” öngörülmüştür. Bu arada hazırlanan İlerleme Raporları ve çeşitli resmi söylemler, Avrupa Parlamentosu görüşme ve kararları yokmuş gibi düşünülmektedir. Kısacası, beş yaşında bir çocuk bile bu bahaneye gülüp geçer.

AB ülkeleri, son iki yazımızda sıraladığımız gerekçeler ve benzerleri ile inanırlılıklarını hızla yok etme yolundadırlar. .

Yazar Hakkında

Ergun Göknel

Ergun Göknel

1989 Yılında, adı o güne kadar kamuoyunca duyulmamış bir kişi İstanbulluların yaşamına girdi. Bir kentte yaşayanların, bir insanın yaşamının en önemli unsuru SU’yun başına getirildi. Susuzluk çekenler onu suçladılar, ona küfür ettiler.. O güne kadar mahallelerine, evlerine su gelmemiş olanlar, su boruları döşenmeye başlayınca onu kucakladılar, öptüler.
Kimdi bu insan?...

Bir yorum yapın

Yorum yapmak için oturum açmalısınız. İsterseniz aşağıdan oturum açabilirsiniz.

Twitter response: "Could not authenticate you."

Özel Önerİm

Pizzeria Pidos

Samimi ortamıyla
ev gibi bir İtalyan restoranı.
Gümüşsuyu caddesinde

Websitesine git

Temasa geç

Düşüncelerinizi dinlemekten mutlu olacağım!

Ergun Göknel
34330 Levent, IST
Türkiye

Temasa geç